2 Haziran 2016 Perşembe

NEPAL - Katmandu Pashupatinath tapınağında ölü yakma törenleri

Zaman buldukça eski gezilerimde tutttuğum notları bloga taşıyorum. 2011’de çok ani bir kararla Nepal’e gitmiştim. O kadar ki gezi planım bile uçak yolculuğunda tanıştığım Nepal’de yaşayan bir Türk’ün verdiği bilgiler ile netleşti.
Kathmandu, Pashupatinath tapınağı
Nepal’in başkenti Kathmandu’da, toplam Nepal nüfusunun %80’ini oluşturan Hinduların kutsal tapınağı Passupatinath gezilecek yerler arasında en önemlisiydi. Hindistan’da Varanasi ne ise Nepal’de de Pasuupatinath o. Tapınak Hindu tanrısı Shiva’ya adanmış. Varanasi’de kutsal sayılan Ganj nehri gibi burada da Bagmati nehri var ve yakılan ölülerin külleri Bagmati nehrine dökülüyor. Bu tapınakta yakılmak Hindular için büyük bir değer.
İleride yükselen dumanlar doğru yolda olduğumun habercisiydi
Tıklım tıkış minibüste yerel halkla yolculuk
Katmandu'da minibüsler
Kathmandu’da henüz ikinci günümdü. Kaldığım hostel Kathmandu’nun turist merkezi Thamel’de. Resepsiyonda duran Rajandi’ye Passupatinath tapınağına nasıl gidildiğini sordum. Taksi 300 rupiye götürür dedi. Hayır dedim toplu taşımayla gideceğim. Ana caddedeki minibüs duraklarını tarif etti. Geceden yağan yağmurun ıslattığı dar sokaklardan geçerek minibüs duraklarına ulaştım. Bir muavinin yönlendirmesiyle doğru minibüsü bulmam zor olmadı. Kathmandu’da ki minibüslerin tamamı tıklım tıkış. Bizdeki tüp veya su dağıtımı yapan ufak panelvanların içine karşılıklı olarak iki koltuk yapılmış. Sıkış tepiş yolculuk başladı. Tabi ki tek yabancı bendim. Sürekli yoldan birileri alınıyor.Her binen için biraz daha sıkışılıyor. Hele binenin elinde bir çanta falan varsa ona yer bulmak için daha da sıkışılıyor. Muavin sürekli kapıda. Bağırıp duruyor. Bu arada ücret; 20 rupi. Bir müddet gittikten sonra durduk. Şoför arabayı stop edip indi.Muavinle birlikte karşı sırada oturanları komple indirip koltuğun altından bir tüp çıkarttı. Meğer aracın gazı bitmiş. Yeni tüpü takıp yolumuza devam ettik.
Tapınağın girişinde dini objeler satan satıcılar

Pashupatinath dilenciler için de önemli bir mekan
Bagmati nehrinin karşı tarafından ölü yakma törenlerini izleyen insanlar

Dur kalklarla birlikte yarım saate yakın bir yolculuktan sonra muavinin artistik bir el hareketiyle inmem gerektiğini anladım. İndiğim yer ana caddeydi. Muavin sağ taraftaki yokuş aşağı yolu göstererek dümdüz yürü dedi. Baraka tarzı evlerin arasından yürürken, ileride göğe doğru yükselen dumanlar doğru yolda olduğumu gösteriyordu.
Tapınağa yaklaştıkça etraf yoğunlaşmaya başladı. Dini değerler taşıyan objelerin satıldığı dükkanlar sağlı sollu görülüyordu. Kimi insanlar yerlerde oturmuş önlerindeki renkli boyaları karıyor, kimileri pirinç, su gibi yiyecek maddeleriyle ilgileniyordu. Burası bana Eyüp Sultan'ı hatırlattı. Tapınağın girişinde bilet kulübesine beni çağıran genç biletimi aldıktan sonra da yanımdan ayrılmayıp içeri doğru yürürken bilgi vermeye başladı. Halihazırda yanmış bitmiş kül olmuş bir cesedin tepesinde durduk. Yanmış insan bedeni kokusunu işte o an aldım. Aynı anda önümüzden yakılmaya götürülen bir cenaze geçti. Diğer tarafa baktığımda kadınların ağlamaları, sızlamaları görülüyordu.
Rehber kast sisteminden bahsetti. İhtişamlı bir görüntüsü olan ana tapınağın önünde yakılan ölüler konum olarak üst düzeyde olanlarmış. Normal bir vatandaş burada yakılamayıp, köprünün sol tarafına taşınıyormuş. Ölü yakma işlemleri 7/24 devam ediyormuş ve Nepal’in her tarafından hali vakti yerinde olan insanlar buraya ölülerini yakmaya getiriyorlarmış. Bir ölüyü burada yakmanın maliyeti 400 dolar civarındaymış ve kullanılacak odunlara, sürülecek tütsülere kadar fiyat farkediyormuş. Bir ölünün tamamen yanıp kül olması 5-6 saat civarı sürüyormuş. Burada çalışan görevliler ara sıra cesetleri kontrol edip yanmayan kemiklerin altlarına alevliyorlarmış. Kadın ve erkeğin de yanma süreleri farklıymış.
 Bir müddet dinledikten sonra dur dedim. Sen rehber misin? Öğrenciyim, okul harçlığımı çıkartıyorum dedi. Sana 100 rupi veririm dedim. Bu para çok az bari 500 verin dedi. Hayır deyince de iyi günler deyip gitti.
Ana tapınak olan ve tüm ölü yakma işlemlerinin yapıldığı bölümü karşıdan görecek şekilde köprünün diğer tarafına geçtim. Zaten ana tapınağa hindu olmayanlar alınmıyormuş. O andan itibaren kendime gölge bir yer bulup bu inanılmaz anları gözlemleye başladım.

Adım adım cenaze ritüeline ait fotoğraflar aşağıda;
Cenazenin ilk olarak getirilip hazırlandığı yerler ana tapınağın alt kısmında
Cenaze yakılmadan önce Bagmati nehri kenarında hazırlanmış bir taşın üstüne getiriliyor ve ayakları nehrin suyuna uzatılıyor.
Yakınları burada sırayla yanına gelip vedalaşıyorlar.
Nehirden aldıkları bir avuç suyla yüzünü yıkıyorlar.
Daha sonra cenazeye güzel bir elbise giydiriliyor
Yüzüne renkli boyalar sürülüyor ve üzerine çeşitli çiçekler, takılar konuluyor.
Daha sonra ölen kişi yakılma yerine taşınıyor ve burada birinci derece yakını önce cenazenin etrafında bir kaç kez dönüyor.
Ardından ayak ucunda durup saygıyla eğiliyor.
Bu sırada borular öttürülüyor.
Ölü, ağızına konan bir çıra ile tutuşturularak yakma süreci başlıyor.

Tutuşturma işlemini ilk olarak ölen kişinin birinci derece yakını yapıyor.
Bu andan itibaren ölen kişinin yakınları alandan ayrılıyor.

Ölen kişinin birinci derecede yakının saçları sıfıra vurularak yasta olduğu ilan ediliyor.
Son olarak, bu tapınakta yakılma ücret tarifesini de ekleyeyim. Hani belki niyeti bozan olursa :)
Törenlerin yapıldığı alanda az sayıda turist dışında yerel halkta vardı. İnsanlar sinema izlemeye gelmiş gibi karşı tarafta yakılmakta olan bedenleri ve her seferinde tekrarlanan ritüelleri izliyordu. Bu arada alanda turistlerle fotoğraf çektirip para kazanmaya çalışan bir kaç çakma sadu da vardı. Tapınağın diğer tarafına gittim. Bu bölge aşağıdaki hüzünlü manzaradan uzak yürüyüş ve dolaşma alanı gibi. İnsanlar çoluk çocuk ailece buradalar. Serbest dolaşan maymunlardan korka korka ilerlerken merdivenlerden aşağı inen bir inekle burun buruna geldim.
İnekler ve maymunlar içim serbest dolaşım
İçimden yükselen sesi dinleyerek Hindu olmayanların girmesinin yasak olduğu bölüme geçmeye karar verdim. Fotoğraf makinemi cebime koyup yürüdüm. Hiç bir sorun da olmadı. O kalabalıkta kimin hindu olup kimin olmadığını anlamak kolay değil. Ancak tabi fotoğraf çekemedim.

Sonuç olarak burada geçirdiğim saatler inanılmazdı. Yaşadığımız coğrafyadan binlerce kilometre uzaklıkta da olsa, ölümün hüznü ve acısı din farkı gözetmeksizin aynı. Sevdiklerine son veda için gelmiş olan insanlar az sonra yakılıp kül olacak olan bedene çaresizlik içinde bakıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder