Arnavutluk’a
birkaç kez seyahat ettim. Balkanlarda yaptığım farklı gezi rotalarında
Arnavutluk’u genellikle geçiş amaçlı kullandığımdan olsa gerek bu güzel ülkeye
tam anlamıyla vakit ayıramadım. Oysa Arnavutluk gerek doğal güzellikleri, gerek
insanlarının sıcakkanlılığı, gerek ucuzluğu ile gezginler için Avrupa’da
benzersiz bir destinasyon.
|
İskender bey meydanı |
Arnavutluk’un
başkenti Tiran. Ülkeye girişte (veya çıkışta) genellikle pasaportunuza damga bile basılmıyor. Havaalanı içinde döviz bozdurmak isterseniz, sadece bir tane
ofis var. Ancak elinde para ile gezen kişiler ofisten daha yüksek bir kur ile
size yardımcı oluyorlar. Havaalanı Tiran’a yarım saat uzaklıkta. Tiran’a
yaklaştıkça artan trafik bu sürede etkili oluyor. Havaalanından çıkışta sol
tarafa doğru yürüyünce araç parkından saat başı kalkan minibüsler 250 Lek
(yaklaşık 6 lira) karşılığında Tiran İskender bey meydanına gidiyor.
Arnavutluk
başta belirttiğim gibi gayet ucuz bir ülke. Para birimi lek. 1 usd yaklaşık 130
lek.Euro biraz daha yüksek. Bazı örnekler vermem gerekirse; herhangi bir sokak
kafesinde bira 70-100 lek, kahve 20-30 lek. Bir dilim pizza 80-100 lek. Bir
porsiyon köfte 200 lek. Kahvaltılık börek dilimleri; peynirli 20, kıymalı 30
lek. Hostelde tek kişilik yatak 1200 lek. Şehirlerarası otobüs ücreti (örneğin
işkodra-tiran) 400 lek.
TİRAN (TİRANA)
Havaalanından
yukarıda bahsettiğim saat başı kalkan minibüslerle Tiran’ın İskender bey (Sheshi
Skenderbej) meydanına çıkan sokaklarından birine ulaşılıyor. Tiran fazla büyük
ve turistik bir yer değil. Meydanda göreceğiniz İskender bey heykeli, hemen
arkasında bulunan Osmanlı’dan kalma Edhem Bey camii ve yanındaki saat kulesi,
yine meydanın diğer tarafında bulunan duvarlarındaki insan süslemeleri ile
dikkatinizi hemen çekecek müze binası Tiran’da kısa bir süre içerisinde
görülebilecek yerler.
|
Edhem efendi camii Arnavutluk'ta yıkılmayan bir kaç Osmanlı eserinden biri |
Arnavutluk’ta
Osmanlı zamanında yapılan eserler, ülkeyi 2. Dünya savaşından, öldüğü 1985
yılına kadar yöneten Enver Hoca zamanında neredeyse tamamen yok edilmiş. Edhem
bey camii yıkılmamış ancak 1966 yılında kapısına kilit vurulmuş. 1990’larda
esen demokrasi rüzgarının ardından yeniden ibadete açılmış.
Tiran’ın
İskenderbey meydanına çıkan caddeleri, meydandan biraz uzaklaşıp ara sokaklara
girince yerini daha köhne binalara, bakımsız kaldırımlara bırakıyor. Sokak
pazarları tüm canlılığına rağmen halkın yaşamı hakkında bilgi veriyor. Arasıra
karşınıza pejmürde dilenciler çıkıyor. Bu haliyle Avrupa’nın göbeğinde olmasına
rağmen bir başkentin turizmden neden yeterince nasibini almadığını
anlayabiliyorsunuz. Burada belirtmem gerekir ki Arnavut halkı çok sıcakkanlı ve
yardımsever. Dil bilsin yada bilmesin size yardımcı olmak için ellerinden
geleni yapıyorlar.
Tiran’dan
başka şehirlere yada komşu ülkelere geçmek gibi bir niyetiniz varsa, bilmeniz
gereken şey belirgin bir otobüs terminalinin olmadığı. Örneğin İşkodra ya da
Durres gibi şehirlere gitmek istiyorsanız otobüsler Zogu i zi meydanına yakın
bir cadde üzerinde sokak arasında boş bir alandan kalkıyor. Ayrıca bu şehirlere
giden paylaşımlı taksilerde var. Otobüslere göre biraz daha pahalı ancak daha
hızlı gidiyor ve sizi nokta atışı adrese bırakıyorlar. Tek sorun bu araçların
kalktıkları yerleri bulmak. Komşu ülkelere otobüs biletlerini satmak için seyahat acentaları devreye
giriyor. Bu acentaların çoğu Zogu bulvarı üzerinde.
İŞKODRA (SHKODER)
İşkodra
başkent Tiran’a 1,5 saat uzaklıkta Arnavutluk’un en kuzeyindeki il. Küçük bir
şehir olması nedeniyle yürüyerek rahatlıkla gezilebilecek bir yer. Şehre Tiran
yada Karadağ üzerinden geliyorsanız, Demokrasi meydanı (Sheshi democracia)
yakınlarında bir cadde üzerinde otobüsten indirileceksiniz. Gözleriniz terminal
aramasın çünkü yok. Tüm otobüsler kendilerine cadde üzerinde bir yer
belirlemişler ve orası onların terminali olmuş. Bu arada İstanbul’dan direk
İşkodra’ya giden Alpar turizm firmasının otobüsleri de stadyumun yanındaki
alandan kalkıyor.
|
Kurşunlu camii avlu |
|
Camii bahçesinde Osmanlı zamanından kalma mezar taşları var. |
|
Kurşunlu camiinin yıkık minaresi ve kalıntıları |
İşkodra’da Mi
casa es tu casa isminde, demokrasi meydanına 3 dakika yürüme mesafesinde bir
hostelde kaldım. Hostelin sahibesi Alma’dan aldığım bilgiler ve ufak şehir
haritası ile şehri gezmem çok kolay oldu.
Arnavutluk
nüfusunun %30 unu Müslümanlar oluşturuyor. Enver Hoca yönetimindeki komünist
dönemde tüm Arnavutluk’ta Osmanlı egemenliği sırasında yapılan camiler yerle
bir edilmiş. Günümüze ulaşan eski camilerin sayısı bir elin beş parmağını
geçmiyor. Diğer tüm camiler yakın geçmişte burada yaşayan Müslüman halk
tarafından inşa edilmiş. İşkodra’da Rozafa kalesinin eteklerinde bulunan
Kurşunlu camii de Tiran’daki Edhem bey Camii gibi, yıkılmadan günümüze ulaşan birkaç
camiden biri. Rozafa kalesi ve cami merkeze 3 kilometre uzaklıkta. Ana yoldan
döndükten sonra caminin yerini yerel halka sormak gerekli. Yolun alt tarafında
kaldığı için fark etmeden geçip kaleye doğru devam edebilirsiniz. Cami yakın
zamanda restorasyondan geçmiş. Avlusunda eski bakımsız halinin de fotoğrafları
vardı. Caminin minaresi topçu ateşiyle yıkıldıktan sonra onarılamamış.
Kalıntıları arka avluda duruyordu.
|
Rozafa kalesine ve Kurşunlu camiine giden yol |
|
Rozafa kalesinden Bojana nehri |
Caminin
yukarısında Rozafa kalesi yer alıyor. Kaleye giriş ücreti 200 lek. Kale, Bojana
nehrini tepeden gören güzel bir alana kurulmuş. Ancak içerisinde birkaç kalıntı
dışında bir şey kalmamış. Manzarası için kaleye çıkmaya kesinlikle değer.
Tekrar ana
yola çıktım. Rozafa kalesine dönen yoldan İşkodra merkezinin aksi yönünde biraz
yürüyerek kaleden gördüğüm ahşap köprüye ulaştım. Amacım köprüyü geçip nehrin
diğer tarafından İşkodra gölüne doğru gitmekti. Arnavutluk halkının
sıcakkanlılığından daha önce bahsetmiştim. Örneğin göle giderken hem gidiş hem
dönüşte otostop çektim ve her ikisinde de gelen ilk araca bindim. Ancak maalesef
göl beklediğim gibi çıkmadı. Daha ilerileri nasıldır bilmiyorum ama benim
gördüğüm yerler ıssız, bakımsız ve en önemlisi son derece kirliydi.
|
İşkodra gölü ve çevresi |
|
Resim yazısı ekle |
Merkezde
bulunan İşkodra tarih müzesine uğradım. Eski iki katlı bir ev müzeye çevrilmiş.
İçinde çok az eser var bu nedenle dışarıdan görmekle yetinilebilir. Alma'nın İşkodra’nın
eski fotoğraflarını görmem için tavsiye ettiği Fotoğraf müzesine ise ilgimi
çekmediğinden gitmedim.
|
Hostelde tanıştığım Japon ve Kazak gezginlerle |
İşkodra’da
Müslüman nüfusun Hristiyan nüfusa oranını bilmiyorum ama trafiğe kapalı olan
Kole Idromeno caddesinde biraz yürüyünce Müslüman mahallesinden Hristiyan
mahallesine geçiş hemen anlaşılıyor. İşkodra katedralinin de bulunduğu alanda
dükkanlar, caddeler, insanların giyim kuşamı daha farklı.
|
İşkodra tarih müzesi |
|
Ebu Bekir Camii |
|
Kole Idromeno caddesi |
|
İşkodra katedrali |
Şansıma o
gece Kole Idromeno caddesinde Arnavutluk’un bira markalarından birinin düzenlediği
bir festival vardı. Havanın kararmasından sonra İşkodra halkı çoluk çocuk genç
yaşlı bu bölgeye aktı. Meydanda kurulan sahnede canlı müzik performansları
düzenlenirken ana sponsor olan bira firması 50 cc lik birayı 100 lek e
satıyordu. İnsanların su gibi içki tükettiği ortamda bütün gece en ufak bir taşkınlık
yaşanmaması, şık gece elbiseleriyle konsere gelen kadınlara tüketilen alkole ve erkek sayısının çokluğuna rağmen dönüp bakılmaması
dikkatimi çekti. Bizde yılbaşı gecelerinde meydanlarda sapıtan tiplerin bu
ortamı görmesini isterdim. Kısa bir video aşağıda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder