Kapadokya
denilince akla gelen ve gezilmesi gereken yerler Nevşehir iline bağlı Ürgüp, Avanos,
Göreme, Üçhisar, Ortahisar, Kaymaklı ve Derinkuyu ilçeleri içerisinde. Bu
ilçelerin birbirlerine uzaklığı çok değil ancak gezilecek yerlerin fazlalığı ve
dağınık bir biçimde olması nedeniyle Kapadokya’yı araç kiralayarak gezmek en
akıllıcası. Bu arada yol ve tarihi yer tabelalarına pek güvenmemek gerekiyor. Tarihi yerleri gösteren tabelalar bazı yerlerde küçük yada elle yazılmış, bazı yerlerde rengi solmuş, bazı yerlerde de yok. Bir çok önemli yerin yanından geçip gidebilir veya yanlış yola girebilirsiniz.
Özellikle Aksaray ili sınırları içerisinde yer alan Ihlara vadisini
de buralara kadar gitmişken gezi planına dahil etmek gerekli. Eğer “her yeri
gezeyim, görmediğim hiçbir yer kalmasın” diyorsanız Kapadokya’ya en az 3 tam
gün ayırmalısınız.
Biz Kapadokya’ya
Kayseri üzerinden gittik. Uçaktan indikten sonra havaalanından kiraladığımız araçla
yaklaşık 1 saatte bölgeye ulaştık. Konaklama için tam orta noktada olması
nedeniyle Göreme’yi tercih ettik.
KAPADOKYA'DA GEZDİĞİM YERLER
ZELVE
VADİSİ: Burası bölgenin en eski yerleşim yerlerinden birisiymiş. Geç
hristiyanlık döneminden 1950 lere kadar kullanılmış. İçeriye girdikten sonra
yol ikiye ayrılıyor. Kayaların içerisine oyulmuş yaşam alanlarını, mutfakları, yemekhaneleri,
ahırları, kiliseleri görebilmek için hem yürümek hem de tırmanmak gerekiyor. Bazı
bölümler kapatılmış. Vadinin girişten sonra sağ tarafındaki yolda bulunan Türk
köyü 1952 yılına kadar kullanılmış. Daha sonra erozyon tehlikesi nedeniyle
boşaltılmış. Köyün küçük camisi günümüzde de ayakta. Giriş müze kartla
ücretsiz. Otopark için 3 lira ödedik.
|
Zelve vadisinde kiliseler |
|
Zelve köyünün camisi |
|
1952'ye kadar düğünlerinin yapıldığı köyün meydanı |
|
Zelve vadisinde güvercinlikler |
PAŞABAĞ:
Göreme –Avanos yolu üzerinde bulunan peri bacaları hemen dikkatimizi çekti.
Buraya Paşabağ ya da Rahipler vadisi deniliyor.Bence Kapadokya’nın en güzel
manzarası burada. Peri bacalarının içerisinde hristiyanlık döneminden kalma bir
de kilise var. Otopark ücretsiz, giriş ücreti yok.
|
Paşabağ |
AVANOS
MERKEZ: Çömlek yapımcıları ile ünlenmiş Kızılırmak kıyısındaki bu ilçede ufak
bir gezinti yaptık. Geçerken uğranabilecek bir yer.
ÜRGÜP
MERKEZ: İlçe merkezini tanımak için öğretmenevinin önünden yukarıdaki tepeye
çıktık. Buradan Ürgüp’ü kuşbakışı görmek mümkün. Ayrıca ilçede bir de müze var.
GÖREME
MERKEZ: İlçede turizm için çok şey yapılmış. Yollar, kaldırımlar, yürüme
alanları, çevre düzeni çok iyi. Ancak lokantalardaki fiyatlar, tabelalardaki
yabancı dilde yazılar burayı tipik bir anadolu kasabası olmaktan çıkarmış.
Balon turları da bu ilçeden ayarlanıyor. Merkezdeki caminin yanından yukarıya
doğru tırmanarak çevreyi panoramik olarak izleyebileceğimiz bir tepeye ulaştık.
Sabah gün doğumunda buradan vadide yükselen balonlarda izlenebiliyor.
|
Göreme'yi tepeden gören bu yer gündoğumunda balonları izlemek için ideal. |
|
Avanos merkezde çömlekçiler |
|
Avanos'da Kızılırmak kenarında gezinti yapabilirsiniz. |
|
Tepsi kebabı turistik bir atraksiyon. |
|
Göreme |
|
Kaldığımız hostelin kahvaltı salonu. |
|
Ürgüp |
GÖREME AÇIK
HAVA MÜZESİ: Tıpkı Zelve gibi kayaların içerisine oyulmuş en eskisi 9.
yüzyıldan kalma yanyana onlarca kiliselerin olduğu bir yer. Kayaların yapısı
nedeniyle o yıllarda önce duvarlara bir sıvı kaplanıp resimler bu kaplamanın
üzerine yapılıyormuş. Kiliselerin içerisindeki motifler Zelve ile
karşılaştırıldığında çok daha belirgin. Bu nedenle hemen hepsinde bir görevli
var ve fotoğraf çekilmemesi konusunda uyarıyorlar. Göreme açık hava müzesinin
içerisinde yer alan ama ekstra 10 lira giriş ücreti talep edilen karanlık
kiliseye girmedik. Bu kadar çok kilisenin neden yan yana yapıldığını da anlayamadık
bu arada. Göreme müzesine giriş, müze karta ücretsiz. Otopark ücreti 6 lira.
|
Karanlık kiliseye giriş ekstra 10 lira. |
TOKALI
KİLİSE: Göreme açık hava müzesi girişinin hemen karşında kalan ancak müze giriş
biletine dahil olan diğer bir diğer önemli yer Tokalı kilise. Belirgin bir
tabela olmadığından kaçırma ihtimali yüksek. Kilisedeki motifler aydınlatılmış
ve alt mezarlık bölümüne de girilebiliyor. Fotoğraf çekmek burada da yasak.
MUSTAFAPAŞA:
Burası eski bir rum köyüymüş. Taş evlerin farklılığı ve geniş köy meydan dışında
bir özelliği yok. Köyün girişinde bir kilise yazısı görüp saptık ama yer
altında yer alan bu kilisenin kapısı kilitliydi.
KEŞLİK
MANASTIRI: Günün bonusu burası oldu. Mustafapaşa’da gördüğümüz Keşlik manastırı
tabelası sayesinde “la bi gidip bakalım” diyerek Kayseri yönüne döndük. Keşlik
manastırı tabelası Cemil köyünden hemen sonra karşımıza çıktı. Manastır yaz
sezonu dışında kapalıymış. Görevli, ricamızı kırmayarak bize tüm bölümleri
gezdirdi ve manastırın tarihi hakkında bilgi verdi. 9.yüzyılda yapılmış bu
manastırın içerisinde kilise, yemek alanları, yaşam alanları, dershaneler belirgin
bir biçimde görülüyor. Kompleks fazla bozulmadan günümüze ulaşmış. Buradaki kilisenin
içerisinde yer alan mozaikler bu bölgenin en önemlilerinden. Ayrıca kilisenin inziva
bölümü ilgi çekici. Müze kart geçerli değil. Giriş ücreti: 5 lira.
|
Gülen Meryem tasviri bölgede sadece Keşlik manastırındaymış. |
|
Manastırdaki büyük kilise; sol alttaki bölüm inziva odası. |
|
Fotoğrafın sol tarafı yemekhane. Taşlar oyularak doğal bir masa ve sandalye yapılmış. |
|
Manastırın içerisinde 9.yy den kalma kilisenin tavan motifleri |
EL NAZAR
KİLİSESİ: Göreme açık hava müzesine giderken sağ tarafta tabelasını görüp döndüğümüz
bu kilise de tabelasında bulunduğumuz saatte açık olması gerektiği yazdığı
halde kapalıydı. Arka taraftaki bağdan üzüm koparıp yedik.
|
El Nazar kilisesi kapalıydı. |
UÇHİSAR
KALESİ: Bölgenin en yüksek tepelerinden birinde bulunan Uçhisar kalesinden
manzara gayet güzel. Buraya gün batımında gitmek giriş için ödenen paraya değdi
dedirtiyor. Müze kart geçmiyor. Giriş 7 lira.
|
Uçhisar Kalesi |
GÜVERCİNLİK
VADİSİ: Ürgüp yönünden Uçhisar’a doğru gelirken sağ tarafta bulunuyor.
Hediyelik eşya satıcılarının olduğu yere park edip vadiyi gözlemlemek mümkün.
Otopark ücretsiz.
KAYMAKLI
YERALTI ŞEHRİ: Bana “adamlar yapmış abi” dedirten, içinde odasından
yemekhanesine, ahırından şaraphanesine herşey bulunan bir yeraltı şehri. Savunma
anında üst kapakları geniş kaya parçalarıyla kapatıp bir de açık deliklerden
saldırıya geçebiliyormuş burada yaşayanlar. Girerken mavi renkli okları takip
ederek indik, sonra kırmızı renkli okları takip ederek çıktık. Uzun tünellerde
eğilerek yürürken de biraz bel ağrısı çekiliyor, benden söylemesi. Giriş müze
karta ücretsiz, otopark 3 lira.
DERİNKUYU
YERALTI ŞEHRİ: Kaymaklı’dan sonra az çok nasıl bir yerle karşılacağımı bilsemde
Derinkuyu’nun derinliği resmen başımı döndürdü. Kapalı yer fobisi olanlar kesinlikle
burayı ziyaret etmemeli. Kırmızı ve mavi renkli gidiş ve geliş yönlendirmesi
bir noktadan sonra işe yaramıyor. Tek kişinin sığabileceği merdivenlerden
inerken veya çıkarken yukarıdan aşağıya yada aşağıdan yukarıya seslenmek
zorundasınız. İki ilçenin arası 10 km. Giriş müze karta ücretsiz, otopark ücretsiz.
|
Kilise Sultan Abdulhamid döneminde burada yaşayan Ermeniler için inşa edilmiş. |
|
Derinkuyu kilisesinin çan kulesi |
DERİNKUYU ÜZÜMLÜ
KİLİSESİ: Yeraltı şehrine doğru yürürken bu yapı dikkatimi çekti. Yakın tarihte
yapıldığı belli olan ve dışarıdan gayet sağlam görünen bu kilise de bölgedeki
bir çoğu gibi kapalıydı. Bahçesini gezmekle yetinmek zorunda kaldım. Kapı
önünde duran çocuklar bu kilisenin Sultan Abdülmecid döneminde yapıldığını
söylediler.
IHLARA
VADİSİ: Kapadokya’nın en uzak ancak en görülesi yerlerinden birisi Ihlara
vadisi. Derinkuyu’dan ayrıldıktan sonra güneybatı yönünde yaklaşık 60 km
ilerledikten sonra Ihlara vadisine ulaştık. Giriş yapılan yerden itibaren
merdivenlerle ortasından su akan vadi tabanına iniliyor. İndikten sonra vadi
hem sol hem de sağa doğru ilerliyor. Başından sonuna toplam uzunluğu 14
kilometreymiş. Vadinin içerisinde kayaların içerisine oyulmuş kiliseler
bulunuyor. Merdivenlerin bittiği yerde bu kiliselerin hangi yönlerde oldukları
ve uzaklıklarının yazılı olduğu bir tabela var. Biz yakın mesafedeki birkaç kiliseye
baktık. Buralarda duvar resimleri bilimum okuma yazma bilenlerin hatıra
karalamalarından nasibini almış, herhangi bir güvenlik de yok, bu gidişle birkaç
yıla sadece ulaşılamayan yerlerde resim görülür. Vadinin içi kafa dinlemek ve dere
kenarından güzel bir yürüyüş yapmak için ideal. Yakın çevrede yaşıyor olsam her
hafta bir kere gelir yürüyüş yaparım. Biz vakit darlığı nedeniyle gidemedik ama
gelmişken vadinin başlangıç noktası olan Selime köyü ve Bellisırma köyü de
görülebilir. Giriş müzekart ile ücretsiz, otopark 5 lira.
|
Vadi boyunca akan ırmağın üzerinden köprüler yardımıyla karşıya geçiliyor. |
|
Vadinin sol tarafı |
|
Vadi tabanına merdivenlerle iniliyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder