Biraz farklı
bir yer Amsterdam. Hem sakin hem çılgın. Hem rahat hem hareketli. Hem özgür hem
kuralcı. Şehrin gece ve gündüz bitmeyen enerjisi, yerini yarım saatlik bir
otobüs yolculuğuyla ulaşılacak köylerde tarifsiz bir huzura bırakıyor. Cinsel
içerikli gösteriler sunan mekanlar bir tarafta, yasal sınır dahilinde
uyuşturucu satılan ve içilen kafeler diğer tarafta. Tüm bu uygunsuz mekanların
yanında geniş ve ferah parklar ve bu parklarda spor yapan insanlar. Ayrıca
araçlardan daha çok göreceğiniz bisikletler. Sanırım kurallar dahilinde
herşeyin bir arada olduğu ender şehirlerden Amsterdam. Tüm farklı
özellikleriyle bu şehir kendisine ayrılacak birkaç günü hak ediyor.
Amsterdam’a
İstanbul’dan 3 saatlik bir uçuş sonrasında vardım. Pasaport polisinin klasik
sorularını geçip şehir merkezine gitmek için 197 numaralı otobüse bindim. Bu
otobüs yol üzerinde sadece birkaç durakta durduktan sonra 35 dakikada
Amsterdam’da Leidseplein’e ulaşıyor. Ücreti tek yön 5 euro ve bilet şoförden
yada otobüs duraklarının hemen arkasında bulunan seyyar ofisten alınabiliyor.
Otobüsler 10 dakika aralıklarla çalışıyor. https://www.connexxion.nl/amsterdam-airport-express/1241/
|
Kanal gezileri üstü açık teknelerle yapılıyor. |
|
Sabahın ilk ışıklarında Amsterdam. |
|
Amsterdam'da bir bisiklet parkı. |
197 numaralı
otobüs dışında Amsterdam havaaalanından Central istasyonuna 15 dakika
aralıklarla giden tren de var ancak ben kalacağım hostelin Leidseplein’e yakın
olması nedeniyle otobüsü tercih ettim.
Aşağıda
harita üzerinde belli başlı gezilecek yerleri içeren bir gezi planı oluşturdum.
Otobüslerin ve tramvayların başlangıç noktası genellikle Central istasyonu. Toplu
taşıma araçları veya bisiklet ile gezme imkanı var ancak yürüyerek gezmek için oldukça
kolay bir şehir Amsterdam. Eğer müze gezmek gibi bir niyetiniz yoksa Amsterdam’ı
bir tam günde gezip bitirmek mümkün. Müze gezecekseniz Amsterdam kart veya
müzekart gibi indirim kartlarını almanız fayda sağlayabilir.
Şehri farklı
bir açıdan görmek için kanal turları yapan teknelere binebilirsiniz. Kanal
turlarının kalkış yerleri ve fiyatları arasında ufak farklar var. Ancak
ortalama 15 euro ödediğiniz bir kanal turu size bazı müzelerde de indirim
sağlayabiliyor. Bu nedenle gitmeden önce kombine bilet almak için kanal
turlarının internet sitelerini incelemkte fayda var.
Ben
Leidseplein’da kaldığım için önce bu bölgeye yakın olan yerleri yürüyerek
gezdim. Leidseplein her ne kadar meydan diye anılsa da insan ve araç trafiğinin
yoğunluğundan dolayı bana sıradan bir cadde izlenimi verdi. Hostelim, Leidseplein otobüs durağına 5 dakika uzaklıktaydı ve bir gecelik yatak ücreti olarak 9 euro ödedim ki Amsterdam şartlarında bu fiyat gayet iyi. Fiyata kahvaltı dahil değil ancak mutfak imkanları çoğu hostelde olduğu gibi burada da var. http://www.marnixhotel.nl/
Rijksmuseum: Amsterdam’ın en ihtişamlı müze
binası. Sanat, tarih, resim, müzik, heykel, biblo,kısaca herşey bu müzede.
Zaten binanın dışının ihtişamı içinde göreceklerinizin habercisi gibi. Sadece
turistler değil Amsterdam’lılar da bu müzeye büyük ilgi gösteriyorlar. O
nedenle günün her saati kalabalık. Giriş ücreti: 17.50 eur.
|
Ünlü "I Amsterdam" ve arka planda Rijksmuseum |
I amsterdam yazısı: “Bu da gezilecek yer mi hocam” diyebilirsiniz
ama inanın yazı o kadar popüler olmuş ki nerdeyse önünde resim çektirmeyeni
dövecekler. Yeri hemen Rijksmuseum’un arkası.
|
Van Gogh müzesi museumplein'da |
Museumplein (müze meydanı): I amsterdam yazısı önünde fotoğraf
çektirmeye çalışan insan kalabalığını arkamda bırakıp biraz ilerleyince
yemyeşil çimlerin olduğu bir alana geldim. Burada bulunanlar Hollanda ile
özdeşleşmiş Van gogh müzesi ve Stedeljik müzesi. Van gogh ve eserlerine ilgi
duyanlar için müzeye giriş ücreti 17 euro. Yolun karşı tarafında da konser
salonu bulunuyor.
|
Vondelpark |
Vondelpark: Amsterdam’ın en ünlü parklarından
biri. Günün her saatinde yürüyüş yapanları, koşanları, köpeğini gezmeye
çıkartanları ve bisikletlileri görebilirsiniz. Girişlerinden bir tanesi
Leidseplein ile Rijksmuseum arasında.
Amsterdam’da
bunlar dışında duyunca tuhaf gelebilecek müzeler de var. Seks müzesi, işkence
müzesi, marihuana ve haşhaş müzesi gibi. Ayrıca dünyaca ünlü Amsterdam birası
Heineken’in imalat aşamalarını izleyebileceğiniz Heineken experience, birinci
dünya savaşı sırasında yahudi soykırımının simge isimlerinden Anne Frank’ın
tanıtıldığı Anne Frank’s house ve Ajax futbol takımının tarihinin anlatıldığı
Ajax experience da bulunuyor.
|
Hermitage Amsterdam |
|
Heineken müzesi |
|
Marihuana müzesi Red light'da. |
Dam Meydanı: Herkes tarafından bilinen şehrin en
ünlü meydanı. Çevresinde kraliyet sarayı ve madam tussaud müzesi de yer alıyor.
Genç yaşlı tüm Amsterdam’lıların ve turistlerin en önemli uğrak yerlerinden
birisi. Günün ilerleyen saatlerinde meydanda performans sanatçıları oluyor.
Meydanın arka tarafında bulunan ve centraal istasyonuna kadar uzanan trafiğe
kapalı sokaklar alışveriş ve yeme içme için ideal.
|
Dam meydanı gündüz ve gece |
De Wallen (Red light): Tren istasyonunun karşısında yolun
sol tarafında kalan bölge Red light olarak adlandırılıyor. Kanallar boyunca
uzayan sokaklar gündüz sıradan bir görüntüye sahip. Hatta aralarda çeşitli
işyerleri, dükkanlar ve ofisler bile var. Hava karardıktan sonra bu sokaklardaki
bazı evlerin ve işyerlerinin renkli ışıkları yanıyor ve kadınlar geçmişi
18.yüzyıla dayanan bir mesleği icra etmeye başlıyorlar. Ziyaretçiler ayrıca theatre denilen gösteri merkezlerinde cinsel içerikli
şovlar izleyebiliyor yada adına coffee shop denilen bazı dükkanlarda gramla
satılan tütün maddelerden içebiliyor. Özgürlüğün bu kadarı da fazla diye düşündüren bu bölgede kısa bir tur atıp hostelin yolunu tutuyorum.
Waterloo Plein: İğneden ipliğe ikinci el eşya ve
giysilerin satıldığı bir pazar yeri.
Niuewendjik caddesi: Central station ile Dam meydanı
arasında kalan caddelerden en ünlü olanı. Bir çok giyim markasını
bulabileceğiniz gibi, sağlı sollu kafe ve lokantalarda da oturabilirsiniz. Bu
caddede simit sarayının da şubesi var.
Central station: 1889’da tamamlanarak hizmete giren
bu büyük istasyon yapısı, hem ülke içi hem ülke dışına çıkan trenlerin kalkış
yeri. Aynı zamanda Amsterdam halkı için bir buluşma noktası. Şehir içi ulaşımda
kullanılan tüm otobüs ve tramvaylarında ilk durakları istasyonun önünde.
Rembrandt plein: Şehrin işlek caddelerinden biri
üzerinde yer alan bu meydanda hollanda’lı ressam Rembrandt’ın bir heykeli var.
Bloemenmarkt: (Çiçek pazarı) Hollanda lale
üretiminde ve pazarlamasında dünya birincisi. Amsterdam’da kurulan Bloemenmarkt’da
yüzlerce çeşit lale fidanı ve diğer çiçek çeşitleri satılıyor.
Spui: Bir çok kafe ve barın olduğu ufak,
güzel bir meydan.
|
Spui |
|
Bloemenmarktta lale tohumları |
|
Rembrandt meydanı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder