2 Şubat 2017 Perşembe

HOLLANDA / Amsterdam

Biraz farklı bir yer Amsterdam. Hem sakin hem çılgın. Hem rahat hem hareketli. Hem özgür hem kuralcı. Şehrin gece ve gündüz bitmeyen enerjisi, yerini yarım saatlik bir otobüs yolculuğuyla ulaşılacak köylerde tarifsiz bir huzura bırakıyor. Cinsel içerikli gösteriler sunan mekanlar bir tarafta, yasal sınır dahilinde uyuşturucu satılan ve içilen kafeler diğer tarafta. Tüm bu uygunsuz mekanların yanında geniş ve ferah parklar ve bu parklarda spor yapan insanlar. Ayrıca araçlardan daha çok göreceğiniz bisikletler. Sanırım kurallar dahilinde herşeyin bir arada olduğu ender şehirlerden Amsterdam. Tüm farklı özellikleriyle bu şehir kendisine ayrılacak birkaç günü hak ediyor.
Amsterdam’a İstanbul’dan 3 saatlik bir uçuş sonrasında vardım. Pasaport polisinin klasik sorularını geçip şehir merkezine gitmek için 197 numaralı otobüse bindim. Bu otobüs yol üzerinde sadece birkaç durakta durduktan sonra 35 dakikada Amsterdam’da Leidseplein’e ulaşıyor. Ücreti tek yön 5 euro ve bilet şoförden yada otobüs duraklarının hemen arkasında bulunan seyyar ofisten alınabiliyor. Otobüsler 10 dakika aralıklarla çalışıyor. https://www.connexxion.nl/amsterdam-airport-express/1241/
Kanal gezileri üstü açık teknelerle yapılıyor.
Sabahın ilk ışıklarında Amsterdam.
Amsterdam'da bir bisiklet parkı.
197 numaralı otobüs dışında Amsterdam havaaalanından Central istasyonuna 15 dakika aralıklarla giden tren de var ancak ben kalacağım hostelin Leidseplein’e yakın olması nedeniyle otobüsü tercih ettim.
Aşağıda harita üzerinde belli başlı gezilecek yerleri içeren bir gezi planı oluşturdum. Otobüslerin ve tramvayların başlangıç noktası genellikle Central istasyonu. Toplu taşıma araçları veya bisiklet ile gezme imkanı var ancak yürüyerek gezmek için oldukça kolay bir şehir Amsterdam. Eğer müze gezmek gibi bir niyetiniz yoksa Amsterdam’ı bir tam günde gezip bitirmek mümkün. Müze gezecekseniz Amsterdam kart veya müzekart gibi indirim kartlarını almanız fayda sağlayabilir.

Şehri farklı bir açıdan görmek için kanal turları yapan teknelere binebilirsiniz. Kanal turlarının kalkış yerleri ve fiyatları arasında ufak farklar var. Ancak ortalama 15 euro ödediğiniz bir kanal turu size bazı müzelerde de indirim sağlayabiliyor. Bu nedenle gitmeden önce kombine bilet almak için kanal turlarının internet sitelerini incelemkte fayda var.
Ben Leidseplein’da kaldığım için önce bu bölgeye yakın olan yerleri yürüyerek gezdim. Leidseplein her ne kadar meydan diye anılsa da insan ve araç trafiğinin yoğunluğundan dolayı bana sıradan bir cadde izlenimi verdi. Hostelim, Leidseplein otobüs durağına 5 dakika uzaklıktaydı ve bir gecelik yatak ücreti olarak 9 euro ödedim ki Amsterdam şartlarında bu fiyat gayet iyi. Fiyata kahvaltı dahil değil ancak mutfak imkanları çoğu hostelde olduğu gibi burada da var. http://www.marnixhotel.nl/

Rijksmuseum: Amsterdam’ın en ihtişamlı müze binası. Sanat, tarih, resim, müzik, heykel, biblo,kısaca herşey bu müzede. Zaten binanın dışının ihtişamı içinde göreceklerinizin habercisi gibi. Sadece turistler değil Amsterdam’lılar da bu müzeye büyük ilgi gösteriyorlar. O nedenle günün her saati kalabalık. Giriş ücreti: 17.50 eur. 
Ünlü "I Amsterdam" ve arka planda Rijksmuseum
I amsterdam yazısı: “Bu da gezilecek yer mi hocam” diyebilirsiniz ama inanın yazı o kadar popüler olmuş ki nerdeyse önünde resim çektirmeyeni dövecekler. Yeri hemen Rijksmuseum’un arkası.
Van Gogh müzesi museumplein'da

Museumplein (müze meydanı): I amsterdam yazısı önünde fotoğraf çektirmeye çalışan insan kalabalığını arkamda bırakıp biraz ilerleyince yemyeşil çimlerin olduğu bir alana geldim. Burada bulunanlar Hollanda ile özdeşleşmiş Van gogh müzesi ve Stedeljik müzesi. Van gogh ve eserlerine ilgi duyanlar için müzeye giriş ücreti 17 euro. Yolun karşı tarafında da konser salonu bulunuyor.

Vondelpark
Vondelpark: Amsterdam’ın en ünlü parklarından biri. Günün her saatinde yürüyüş yapanları, koşanları, köpeğini gezmeye çıkartanları ve bisikletlileri görebilirsiniz. Girişlerinden bir tanesi Leidseplein ile Rijksmuseum arasında.
Amsterdam’da bunlar dışında duyunca tuhaf gelebilecek müzeler de var. Seks müzesi, işkence müzesi, marihuana ve haşhaş müzesi gibi. Ayrıca dünyaca ünlü Amsterdam birası Heineken’in imalat aşamalarını izleyebileceğiniz Heineken experience, birinci dünya savaşı sırasında yahudi soykırımının simge isimlerinden Anne Frank’ın tanıtıldığı Anne Frank’s house ve Ajax futbol takımının tarihinin anlatıldığı Ajax experience da bulunuyor.
Hermitage Amsterdam



Heineken müzesi


Marihuana müzesi Red light'da.
Dam Meydanı: Herkes tarafından bilinen şehrin en ünlü meydanı. Çevresinde kraliyet sarayı ve madam tussaud müzesi de yer alıyor. Genç yaşlı tüm Amsterdam’lıların ve turistlerin en önemli uğrak yerlerinden birisi. Günün ilerleyen saatlerinde meydanda performans sanatçıları oluyor. Meydanın arka tarafında bulunan ve centraal istasyonuna kadar uzanan trafiğe kapalı sokaklar alışveriş ve yeme içme için ideal.
Dam meydanı gündüz ve gece
De Wallen (Red light): Tren istasyonunun karşısında yolun sol tarafında kalan bölge Red light olarak adlandırılıyor. Kanallar boyunca uzayan sokaklar gündüz sıradan bir görüntüye sahip. Hatta aralarda çeşitli işyerleri, dükkanlar ve ofisler bile var. Hava karardıktan sonra bu sokaklardaki bazı evlerin ve işyerlerinin renkli ışıkları yanıyor ve kadınlar geçmişi 18.yüzyıla dayanan bir mesleği icra etmeye başlıyorlar. Ziyaretçiler ayrıca theatre denilen gösteri merkezlerinde cinsel içerikli şovlar izleyebiliyor yada adına coffee shop denilen bazı dükkanlarda gramla satılan tütün maddelerden içebiliyor. Özgürlüğün bu kadarı da fazla diye düşündüren bu bölgede kısa bir tur atıp hostelin yolunu tutuyorum.
Waterloo Plein: İğneden ipliğe ikinci el eşya ve giysilerin satıldığı bir pazar yeri.
Niuewendjik caddesi: Central station ile Dam meydanı arasında kalan caddelerden en ünlü olanı. Bir çok giyim markasını bulabileceğiniz gibi, sağlı sollu kafe ve lokantalarda da oturabilirsiniz. Bu caddede simit sarayının da şubesi var.
Central station: 1889’da tamamlanarak hizmete giren bu büyük istasyon yapısı, hem ülke içi hem ülke dışına çıkan trenlerin kalkış yeri. Aynı zamanda Amsterdam halkı için bir buluşma noktası. Şehir içi ulaşımda kullanılan tüm otobüs ve tramvaylarında ilk durakları istasyonun önünde.

Rembrandt plein: Şehrin işlek caddelerinden biri üzerinde yer alan bu meydanda hollanda’lı ressam Rembrandt’ın bir heykeli var.
Bloemenmarkt: (Çiçek pazarı) Hollanda lale üretiminde ve pazarlamasında dünya birincisi. Amsterdam’da kurulan Bloemenmarkt’da yüzlerce çeşit lale fidanı ve diğer çiçek çeşitleri satılıyor.
Spui: Bir çok kafe ve barın olduğu ufak, güzel bir meydan.
Spui
Bloemenmarktta lale tohumları
Rembrandt meydanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder