Exeter’da
geçirdiğim 2 haftanın tam ortasına denk gelen güneşli ve gayet sıcak bir pazar
günü toplam 4 kişi (3 Türk ve 1 Fransız) araba kiralayarak Exeter’dan Cornwall’a
doğru bir keşif gezisine çıktık. Cornwall, İngiltere haritasına baktığınızda en
güneybatıdaki bölgenin adı. Arabayı Fransız arkadaş kullandı. Bizim gibi sol
tarafa alışmış Türkler için sağdan direksiyonlu araç kullanmak işkence. Hepimiz
deneme amaçlı birkaç yüz metre gidip bırakmak dışında direksiyona elimizi bile
süremedik.
Cornwall'da gezdiğim yerler:
Boscastle: Exeter’dan yaklaşık 1 saat mesafede
deniz kıyısında küçük şirin bir köy. Ortasından akan nehirin kenarında birkaç kafe
var. Buradan limana doğru yürüyerek balıkçı teknelerinin bulunduğu koyu
gördükten sonra patikayı takip ederek deniz kıyısında güzel bir yürüyüş yaptık.
Tok satıcı :) |
Tintagel: Boscastle’a 15-20 dakika uzaklıkta
biraz daha büyük bir diğer köy. Tintagel kalesi adı verilen Kral Arthur zamanından
kalma bir kalenin kalıntılarını ziyaret ettik. Daha sonra sahile gittik. Burada
Merlin’in mağarası adı verilen bir mağara var ancak çok ahım şahım bir mağara
değil. Mağaranın az ilerisinde ufak bir de şelale var.
Tintagel kalesi |
Merlin'in mağarası |
Port Isaac: Yeşillikler içinde yollardan geçerek
Port İsaac’e vardık. Tertemiz bir koy, açıkta balıkçı tekneleri ve uzayıp giden
yeşil tepeler. Burayı gerçekten sevdim. Burada da tüm yürüyüş yolları doğaya
hiçbir şekilde zarar vermeden yapılmış. Patikalardan yürüken bir tarafınız hep
deniz ancak görüntüyü bozan hiçbir aykırılık yok. İki masa sandalye atıp çay
kahve gazoz satan yok. Deniz manzaralı iki katlı gecekondu diken yok. Sağda
solda pet şişeler, karton kutular, plastik tabaklar yok.
St. Ives: Port Isaac’e 1 saat uzaklıkta Cornwall’ın
büyükçe kasabalarından birisi. Aracımızı kasabanın girişindeki otoparkta
bırakarak sahile doğru yürüyerek indik. Burası önceki uğradığımız yerlere göre
daha şehirleşmiş ve insan kalabalığı var. İngilizler sahil boyunca yürüyerek güzel
havanın tadını çıkartıyorlardı. Sıcak hava plajları da doldurmuştu.
Mullion Cove: Çok küçük bir balıkçı köyü ve köyün
sonunda ufak bir liman var. Kayalıkların üzerinden denizi seyrederek
yorgunluğumuzu attık. Fransız arkadaşımız fotoğraf çekmek için tepeye
tırmanırken bizler Türk usulü yorgunluk atıyorduk. Köyün çıkışında bir de
çikolata fabrikası var.
Deniz mevsimi açılışını Mullion Cove'da yaptık. |
Lizard (The most southerly point) Güneşi batırmaya birkaç saat kala
İngiltere’nin en güney noktasını görmek üzere Lizard’a ulaştık. Bildiğimiz köy.
İnekler otluyor, çiftçiler biçtikleri otları traktörlerle taşıyorlardı. Burada
da yürüyüş yolları harika. Bu Pazar günü gezisinin final noktası adanın en
güney noktası oldu. İçimden umarım bir gün Afrika’nın en güney noktasını da
görürüm diye geçirdim.
Ipswich'de okul bahçesinde 2. dünya savaşından kalma bir sığınak. Okumak için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder