Roma için söylenecek en güzel söz
herhalde “taşı toprağı tarih olan şehir” olur. Sokaklarında dolaşırken toprağın
sadece üstünde değil, altında kalan eserleri de görme şansı var. Başkentlik
görevini Bizans zamanında da, Roma imparatorluğu zamanında da, İtalya
cumhuriyeti zamanında da layığıyla yerine getirmiş olmalı ki Roma’da yaşayan
her medeniyet şehri eserleriyle taçlandırmış.
Önceki
seyahatimde Roma havaalanından merkeze Leonardo express treni ile ulaşmıştım. Bu defa havaalanı
servisini denedim ve memnun kaldım. T.A.M otobüsleri her yarım saatte bir
Fuimicino havaalanından hareketle Termini’ye ulaşıyor. Yolculuk yarım saat
sürüyor ve ücret tek yön 5 euro. Eğer gidiş dönüş alınırsa 8 euro ödeniyor ve
dönüş bileti 3 ay geçerli.
Roma’daki
ana tren istasyonunun ismi Termini. Bu bölge ulaşım ve konaklama açısından
şehrin kalbi. Havaalanı servislerinin başlangıç ve bitiş durakları Termini istasyonunun
yanındaki Marsala ve Giovanni Giollitti caddeleri. Yukarıda yazdığım T.A.M den
başka Terravision otobüsleri de havaalanı servisi olarak çalışıyor.
Bu bölge genel itibariyle pahalı değil. Örneğin
Roma’da 2,5 euroya döner, 1 euroya magneti sadece burada gördüm. Bunun yanında bu
bölgede sokaklar merkeze kıyasla daha pis. Akşam saatlerinde etrafta kalabalık
guruplar halinde takılan göçmenlere rastlamak mümkün.
Roman forumu |
Roma biraz
inişli çıkışlı olduğundan yürümek yorucu olabilir ama imkansız değil. Örneğin
terminiden aşıklar çeşmesi yürüyerek yaklaşık yarım saat sürüyor. Şehri tam
anlamıyla gezmek için en az 2 gün gerekli. Şehir içi ulaşımda metro ve
otobüsler yaygın olarak kullanılıyor. Konaklamak için termini bölgesini
seçtiğinizi varsayarsak aşağıda numaralarını yazdığım otobüsler ve metro ile
gidilebilecek bazı turistik noktalar şöyle;
40 ve 64 =
Pantheon, Vatikan
175 = Aşıklar
çeşmesi, İspanya meydanı, Colleseum, Roma forumu
Metro A =
Vatikan, İspanya meydanı
Metro B =
Colleseum, Tiburtina otobüs terminali
Roma’ya ilk
gidişim 2005 senesindeydi. O yıl yine termini bölgesinde bir hostelde
kalmıştım. O zamanlarda keşfettiğim yerel halkın takıldığı bizdeki esnaf
lokantası tarzında bir pizzacı vardı. Aynı pizzacıya yine gittim ve aradan
geçen yıllara rağmen lezzetinin hiç değişmemiş olduğunu gördüm. Bu nedenle
bloğuma yazayım dedim. Klasik yuvarlak pizzalardan farklı olarak tezgahta duran
dikdörtgen biçimindeki büyük pizzalardan dilim kestirip tarttırıyorsunuz.
Pizzanız ısıtılıp getiriliyor. Dükkan küçük ve oturacak yer sınırlı. Bu nedenle
insanlar genelde pizzayı ayakta yiyorlar. Pizzeria del secolo; Via palestro 62.
Colleseum: Roma denilince akla ilk gelen yerlerden birisi olan bu arena milattan sonra 80 de Titus zamanında yapılmış. İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek için ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatör dövüşleri düzenlermiş. Ayrıca burada halk gösterileri, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar da düzenlenirmiş. Giriş ücreti: 12 euro. Alınan bilet 2 gün geçerli ve Roma forumuna da girilebiliyor. Ayrıca denk getirilebilirse her ayın ilk pazar günü ücretsiz.
Colleseum: Roma denilince akla ilk gelen yerlerden birisi olan bu arena milattan sonra 80 de Titus zamanında yapılmış. İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek için ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatör dövüşleri düzenlermiş. Ayrıca burada halk gösterileri, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar da düzenlenirmiş. Giriş ücreti: 12 euro. Alınan bilet 2 gün geçerli ve Roma forumuna da girilebiliyor. Ayrıca denk getirilebilirse her ayın ilk pazar günü ücretsiz.
Venedik
Meydanı / Piazza Venezia: Roma’yı gezmeye bu
ihtişamlı meydandan başladım. İhtişamlı diyorum çünkü meydanda bulunan beyaz
mermerden yapılmış Vittorio emanuel abidesi bakanı bir daha baktırtacak kadar
güzel. Yapımına 1895 de başlanan ve 15 yılda tamamlanan eser bölünmüş halde
bulunan İtalya’yı birleştiren kral 2. Emanuel’e ithafen yapılmış.
Aşıklar
çeşmesi / Fontana di Trevi: Tarihi imparator Augustus dönemine dayanan dünyanın
belki de en bilinen çeşmesi işte bu çeşme. Trevi kelimesi üçyol anlamına
geliyor. Neden böyle dendiği konusunda iki varsayım var. Birincisi çeşmenin üç
sokağın ortasına konumlanmış olması. Diğeri ise buraya gelen suyun çeşmenin
altında 3 ayrı yoldan gelmesi. Herkesin bildiği adıyla aşıklar çeşmesi denmesi
de malum nedenlerden. Çeşmenin etrafı günün her saatinde kıyamet günü gibi
dolu. Burada çeşmeye sırtınızı dönüp oturmak ve ardından sol elinizle sağ
omzunuzun üzerinden bozuk para atıp dilek dilemek herkesin yaptığı bir ritüel
haline gelmiş.
Colesyum ve zafer takı |
Aşk çeşmesi her zaman kalabalık |
İspanyol merdivenleri |
Popolo
meydanı / Piazza del popolo: Del Corso caddesinde yukarıya doğru ilerleyince
yolun sonunda Popolo meydanına ulaşılıyor. Halk meydanı anlamına gelen bu büyük
meydanın ortasında bir Mısır sütunu, ve arka tarafında ikiz kiliseler diye
adlandırılan kiliseler var.
Corso
caddesi / Via del Corso: İspanyol merdivenlerin tam karşısında bulunan Condotti
caddesi ve onun devamında Del Corso caddesi Roma’ya gelen alışveriş
meraklılarının uğramadan geçmediği caddeler.
Pantheon: Roma’da
gezip görülecek çok yer var ama bu tapınak bambaşka. Roma’da ve hatta dünyada
günümüze en iyi korunarak gelen kiliselerden birisi Pantheon. Anlamı tüm
tanrıların tapınağıymış. Bugünkü Pantheon önceki ikisinin yıkılması üzerine
yapılan üçüncü kilise. Buna rağmen yapılışı 7. yüzyılın başına dayanıyor. İçine
girdiğinizde tavandan gözünüzü alamıyorsunuz. Tamamı beton olan tavanın 7.
yüzyılın teknolojisiyle nasıl yapıldığı bugün bile bir soru işareti.
Navona
meydanı / Piazza Navona: Elips şeklinde ve ortasında Roma dönemine ait ”4 nehir
çeşmesi” bulunan güzel bir meydan. Roma döneminde burada bir stadyum varmış.
Meydan stadyumun üzerine inşa edildiği için elips şeklinde tasarlanmış.
Günümüzde resim sanatçılarının eserlerini sergilediği, pandomim sanatçılarının
gösteriler yaptığı bir yer.
Teatro
Marcello: Dışardan görünüşü collesyumu andıran bu tiyatronun tarihi milattan
önce 12.yüzyıla dayanıyor.
Navona meydanı |
Marcellus tiyatrosu |
Pantheon'un iç görünüşü ve kubbe |
Roma forumu: Yazının başında belirttiğim gibi Roma’nın altı üstü, taşı toprağı tarih. Roman forumu adı verilen ve kalıntılar ile gün yüzüne çıkan bu bölge Roma’nın ticaret ve yönetim merkeziymiş. Kazılar sonrasında kalıntılar yer seviyesinin altında kaldığı için yolun kenarından forumu izlemek mümkün. İçine girmek isteyenler colesyum bileti ile burayı da ziyaret edebiliyor.
Vatikan: Roma
sınırları içerisinde bulunan Vatikan devleti Hristiyanlıkta Katolik mezhebinin
yönetim merkezi olması nedeniyle çok önemli. Vatikan’da yerleşik vatandaş olan
500 kadar kişi var. Hem devlet başkanı hem de katolikliğin ruhani lideri olan
Papa Vatikan’da yaşıyor ve İsviçreli muhafızlar adında 110 kişilik küçük bir
ordu tarafından korunuyor. Vatikan ziyaretinde gezilmesi gereken yerlerin
başında Sistinia şapelini de içine alan Vatikan müzesi yer alıyor. Müze girişi
17 euro ancak eğer denk getirebilirseniz her ayın son pazar günü ücretsiz.
Ancak bedavacılığın da bir bedeli var. Ücretli olduğu zamanlarda 18:00 e kadar
açık olan müze ücretsiz olduğu gün müze 9 da açılıp 14:00 de kapanıyor. Sabah
8’de gelip sıraya girmek zorundasınız. Mahşeri bir kalabalık var. Ben de
tamamen şansa ayın son pazar gününde orada bulunmama rağmen önce Aziz Petrus bazilikasını
ziyaret edince bu fırsatı kaçırdım. Müzeye gitmek için meydana girmeden sağ
taraftan devam etmek gerekiyor.
Güvenlik
aramasından geçip Aziz Petrus meydanına girdikten sonra karşımızda Aziz Petrus
bazilikası duruyor. 60000 kişinin ibadet edebileceği büyüklükteki bazilikanın
yapımı 100 yıldan fazla sürmüş. Bazilikaya ziyaret etmek için sıraya girmeye
gerek yok ancak bazilikanın kubbesine çıkmak için yine uzun bir sıraya hazır
olun. Bir şekilde bilet gişesine ulaştıktan sonra merdivenlerden çıkmak için 6
euro ödüyorsunuz. (8 euro öderseniz asansör seçeneği de var ama asansör bir
noktaya kadar çıkıyor, sonrası yine merdiven; bence fazladan 2 euro vermeye
değmez)
Aziz Petrus kilsesinin kubbesine çıkarken. |
Kubbeden Vatikan |
Aziz Petrus meydanı |
Popolo meydanı |
Kutsal melek
kalesi / Castel S.Angelo: Şehzade Cem’in de bir müddet hapsedildiği Tiber nehri
kıyısındaki kale tarih boyunca bir çok idamlara sahne olmuş. Söylendiğine göre
kalenin altından Vatikan’a bir tünel varmış. Kale, köprüyle birlikte güzel bir
manzara oluşturuyor.
Kutsal melek kilisesi |
Roma güzel bi şehir, tavsiye ederim henüz gitmemiş olanlara.
YanıtlaSil