10 Nisan 2017 Pazartesi

Nemrut Dağı milli parkı

Nemrut’a ikinci kez yolum düşünce dünya kültür mirası listesine girmiş bu özel bölge hakkında bloğa yazmalıyım diye düşündüm.
Nemrut dağı milli parkı Adıyaman ile özdeşleşmiş. Ancak hem Adıyaman hem Malatya Nemrut dağı üzerinde hak ediyor ve her iki şehir üzerinden de Nemrut’a ulaşım var. Nispeten daha kolayı Adıyaman tarafından olanı.
Biz bu gezimizde Adıyaman tarafından Nemrut dağına çıktık. Zaten bölgede milli park dışındaki gezilecek yerler de bu rota üzerinde. Gezilecek yerler sırasıyla Karakuş tümülüsü, Cendere köprüsü, Eski kahta kalesi (Yenikale), Arsameia ve Nemrut dağı. Mevsim yazsa ve hava güneşliyse Nemrut’a güneşin doğuşunu veya batışını izlemek için de çıkılıyor.
Nemrut tümülüsü doğu terası bir zamanlar böyleymiş.
Karakuş tümülüsü: Adıyaman Kahta arası 30 kilometre kadar. Daha sonra “nemrut dağı” tabelalarını takip ederek bir 30 kilometre daha gidip Karakuş Tümülüsü’ne ulaşılıyor. Eski çağlarda Komagene olarak anılan bu bölgede, I.Mithradates tarafından bir krallık kurulmuş. Roma ile yapılan savaşı kaybedererek tarih sahnesinden silinene kadar da bu bölge de hüküm sürmeye devam etmiş.  Karakuş tümülüsünde I.mithradetes’in annesi, kızkardeşi ve yeğeninin mezarları var. Tümülüsün 3 tarafında ise anıt sütunlar bulunuyor. Bunlardan en belirgin olanı üzerinde kartal figürü olan güney sütunu.
Adıyaman yönünden gelişte gezilecek yerler haritası
Karakuş tümülüsünde anıt sütunlardan birisi kartal

Cendere Köprüsü: Tümülüse birkaç kilometre uzaklıkta Cendere çayı üzerinde 1700 yıllık Cendere köprüsü sapasağlam duruyor. 20 yıl öncesine kadar üzerinden araçların geçmesine izin verilen köprü, biraz ilerisine yenisi yapılınca araç trafiğine kapatılmış. Köprüyü Roma imparatoru Septimus Severus karısı ve oğulları adına yaptırmış. Aileyi temsilen köprünün her iki girişine ikişer adet sütun diktirmiş. İkisi kendisi ve eşi, diğer ikisi iki oğluna adanmış. Oğullardan birisi taht hırsıyla kardeşini öldürünce ona adanan sütün yıktırılmış. Bugün köprünün Kahta tarafında iki sutun, diğer tarafında ise tek sütun halen duruyor.
Hayırsız evlattan dolayı diğer tarafta tek sütun var :)

Cendere köprüsü

Eski Kahta kalesi: Gezi güzergahımızda bir sonraki durağımız Eski Kahta kalesi oldu. Kale Komagene döneminde yapılıp, Romalılar döneminde eklentilerle büyütülmüş. Ancak bugünkü görünümüne Memluklular döneminde ulaşmış. Hatta Osmanlının son dönemlerinde bile kullanılmış. Maalesef 2011 yılında başlayan restorasyon çalışmaları halen tamamlanmadığından içine giremeyip yolun altından fotoğraflamakla ve kapısından bakmakla yetindik.
Kalenin restorasyonu bitmiş gibi görünüyor ama kapalı.



Arsameia: Arsameia diye adlandırılan yere doğru devam ettik. Komagene krallığının yazlık başkenti ve yönetim merkezi olarak bilinen bölgede girişteki tabeladan başka bir bilgilendirme ve yönlendirme yok. Bu nedenle ne var ne yok kendiniz keşfetmek durumundasınız. Patikadan dümdüz ilerleyince kayalar oyularak yapılmış, derine doğru inilen bir dehliz var. Buradan yukarıya çıkan patikayı takip edince ise bir diğer dehlize ulaşılıyor. Dehlizin girişindeki kayanın üzerinde bulunan yazı Anadolu’nun en büyük yazı kabartması. Dehlizin üst tarafında kral Antiochos ile Herakles’in tokalaşma sahnesinin yer aldığı bir kabartma var. Dehlizden daha yukarı çıkınca bir zamanlar burada bulunan yazlık sarayın kalıntılarına ulaşılıyor. Ama bence kalıntılardan daha güzeli buranın seyrine doyum olmayan manzarası.

Komagene kralı Mitraades'in Herkül Herakles ile tokalaşma figürü.
Giriş duvarının üzerinde Anadolu'da bulunan en büyük Grekçe kitabe var.

158 merdivenin sonunda bir mezara ulaşılıyormuş.

Nemrut dağı milli parkı, Nemrut dağı tümülüsü: Arsameia’dan Nemrut dağına 15 kilometrelik kestirme yoldan ulaşmak mümkün. Ana yola dönmeye gerek yok. Kestirme yol daha önceleri çok bozuktu ve aracına güvenmeyenler geri dönüp 26 kilometrelik daha uzun olan uzun asfalt yoldan nemruta çıkıyorlardı. Kestirme yolun önceki halini tecrübe etmiş birisi olarak artık dağa çıkmanın çok kolay olduğunu yazabilirim.
Nemrut Dağı otoparkına bir şekilde ulaşınca derin bir oh çekmemek lazım çünkü yukarıya tümülüse doğru uzun bir yol var. Girişten hemen sonra  doğu teras ve batı terası işaret eden oklar yol gösteriyor. Biz doğu terasından çıkmayı tercih ettik. Bir süre merdivenlerden ilerledikten sonra toprak yoldan devam edilerek doğu terasına varılıyor.
Komagene kralı Antiochos’un kendisi için yaptırdığı tümülüs küçük kırma taşların yığılmasıyla oluşturulmuş. Doğu terasında tanrılar galerisi diye adlandırılan devasa tanrı heykelleri var. Bunlardan en başta bulunan kral Antiochos’muş. Zira kral kendisini tanrılarla aynı seviyede görürmüş. Diğer heykeller sırasıyla bereket tanrısı Fortuna, baş tanrı Zeus, güneş tanrısı Apollon ve güç tanrısı Herakles’in heykelleri. Hemen karşıda bulunan düz alan ise dini törenlerin yapıldığı yermiş.
Tümülüs’ün diğer tarafında bulunan batı terasında da benzer heykeller bulunuyor. Her iki teras önünde bilgilendirme tabelaları var.
Nemrut tümülüsü batı teras


Nemrut tümülüsü doğu teras

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder